Kemal Polat Yayımlanmış Hikayelerim
Topic outline
-
KÜÇÜK PEYNİRCİNİN MARKET ZİNCİRLERİNDEKİ DANSI
-
KÜÇÜK BİR PEYNİRCİ MARKETLER ZİNCİRİNE NASIL MAL SATTI?
Küçük çapta üretim yapmakta olan bir peynirci, İstanbul'daki büyük marketlere, peynir satmak istiyordu.
Uzun yıllardır, yüzlerce pazarlama uzmanıyla beraber çalıştılar. Ancak bir türlü bu marketlere ürün satamadılar.
Peynirleri gerçekten lezzetli ve kar marjı yüksek ürünlerdi. Ancak marketler, küçük bir imalatçıyla çalışmayı pek tercih etmiyorlardı.
Yakın bir zamanda, pazarlama ekibinin tümü işi bırakmıştı ve eleman ilanı vermişlerdi. Gelen özgeçmişlerin içinde, adı soyadı ve iletişim bilgileri bulunan, iş deneyimi olmayan birinin komik görünen bir cv si vardı.
Adı Ali olan bu aday, iş tecrübeleri kısmında sadece "ben olmadan bu işi yapamazsınız" yazıyordu. Yönetici cv'ye baktı, güldü ve yırtıp çöp tenekesine fırlattı.
Bir hafta sonra, bir kaç eleman işe alındı. Ancak Ali'nin o sözü yöneticinin beynini kemirmeye başladı. Ve Ali'nin bilgisayarda kayıtlı komik özgeçmişinden onu çağırıp işe başlattı. Ali, sadece bir form doldurdu ve ertesi gün eğitilmek üzere toplantı odasına çağrıldı. Ali, eğitim almak istemediğini, sadece bu işe nasıl başladıklarını ve neler yaşadıklarını bilmek istiyordu.
Yönetici, Ali'yi kırmadı ve anlattı.
Ali bu bilgilerle, bir gün sonra büyük bir marketin satın alma müdürünün odasında oturuyordu.
Satın alma müdürü, Ali'ye, "firmanızı tanıyoruz, daha önce gelen arkadaşlara da söylediğimiz gibi, küçük bir firmasınız ve sizinle çalışmamız çok zor, tedarik zincirimizde çok zorluk çekersiniz"
Ali, "Elbette biliyorum, ben o niyetle gelmedim. Zaten pazarlamadan falan da anlamam, benim özgeçmişimde adım soyadımdan başka bir şey yoktur"
"Ben firmaya müracaat ettim ve almak istedikleri elemanda aradıkları hiç bir şey ben de yoktu. Nasıl oldu bilmiyorum ama beni işe aldılar ve bana vermek istedikleri eğitimi de almadım. Bugün de karşınızdayım işte"
Satın alma müdürü, Ali'nin ne yapmak istediğini anlamakta zorlanıyordu.
Ali, "izin verirseniz, 2-3 dakika, dün öğrendiğim bir şeyi sizinle paylaşmak istiyorum. İşe başladığım bu peynir firması, aslında ayakta duracak bir firma değilmiş. 5 yıl önce, imalathaneyi kapatmaya karar verdiler. O akşam, yaşlı bir teyze, devletin ona verdiği bir ineği olduğunu ve her gün 2 litre sütü getirip satmak istediğini söylemiş. İflas etmek üzere olan firma sahibimiz, tamam teyze getir alırız demiş.
Ve yaşlı teyze her gün 2 litre süt getirip onlara satmış, onlar da teyzenin sütünü, büyük süt tankının içine boşaltmaya başlamışlar. Bir hafta sonra, yavaş yavaş işlerinde güzel şeyler olmaya başlamış. Bence patron, bunun ne demek olduğunu anlamamış ama o yaşlı teyze sayesinde ayakta durup işlerini geliştirmişler"
"ilginç" demekle yetindi satın alma müdürü.
Ali, teşekkür ettikten sonra, başka müşterilere doğru yol alır, satın alma müdürü de günün rutinlerini devam ettirmeye başlar.
Hikaye şöyle devam etmiş;
Bir hafta sonra, marketin işlerinde sıkıntılar ortaya çıkmaya başlayınca, toplantı yapmış yöneticiler. Ve satın alma müdürü, herkesin moralinin bozulduğu bir anda "yaşlı teyzenin 2 litre sütü" hikayesini anlatmış onlara. Ve onlar da her gün o peynirciden 2 kilo peynir almaya başlamışlar.
O küçük peynirci, şimdi, Ali'nin başında olduğu bir ekiple, İstanbul'un büyük marketlerine bol bol satışlar yapıyor.
Pazarlama eğitimleri veren bir firma için yazılmış örnek bir hikayedir.
Kemal POLAT
-